5 Aralık 2020 Cumartesi

Pandemi'de Online Etkinlikler

Selam sevgili dostlar ;

Pandeminin hayatlarımıza ket vurduğu ve kocaman kayıp bir yılı geride bıraktığımız şu dönemde tekrar evlerimize çekilmişken ; yapabileceğimiz online aktiviteleri sizler için bir araya getirmeye çalışacağım.

Umarım seversiniz 😊




İlk olarak online sergilerden başlayalım dilerseniz.

1)Lütfi Özkök : ''Portreler '' sergisini sanal tur ile gezmeye ne dersiniz ?

👇

İstanbul Modern, evde kalıp sosyal etkileşimi sınırladığımız bu günlerde dijital platformlarda sürekli güncellediği içeriklerine bir yenisini daha ekledi. Müze şimdi de “Lütfi Özkök: Portreler” adlı fotoğraf sergisini sanal turla evde keşfetme olanağı sunuyor.

...

Lütfi Özkök’ün aynı zamanda şair olması, edebiyat ve sanat dünyasını yakından takip etmesi ve öznelerini portrelemeye başlamadan önce onlarla diyaloğa girmesi objektifine yansır. Sergide yer alan Nâzım Hikmet, Samuel Beckett ve René Char gibi isimlerle uzun yıllar dostluğunu devam ettiren Özkök, bu isimlerin farklı zamanlarda portrelerini çekerek hayatlarındaki dönüşümün yüzlerine yansıyan kaydını tutmaya çalışır.

Sanal tur bağlantı linki :

https://www.dreamreality.com.tr/3d-model/istanbul-modern-lutfi-ozkok-portreler/fullscreen


2)''Kadın Gözüyle Hayattan Kareler'' Fotoğraf  Sergisi 

Anadolu Hayat Emeklilik’in bu yıl 14’üncüsü gerçekleştirilen “Kadın Gözüyle Hayattan Kareler” fotoğraf yarışmasında yer alan eserler ilk defa dijital platformda sergileniyor. Yarışmanın bu yıl birincisi “Sevgi” adlı fotoğrafıyla Berna Nalçacı oldu. “Torlukçular” adlı fotoğrafıyla Funda Öztürk’ün ikinci, “Sevgililer” adlı fotoğrafıyla Aslı Ayyürü’nün üçüncü olduğu yarışmada Özlem Dilek, Nebiha Bacıoğlu ve Münevver Ulusoy da mansiyon ödülüne layık görüldü.

Sanal tur bağlantı linki :

https://www.anadoluhayat.com.tr/kadin-gozuyle-hayattan-kareler-dijital-sergi


3)''Cevher ve Zanaat : Kapalı Çarşı Ustaların İzinde ''

Google Arts & Culture ile Rezan Has Müzesi’nin yaklaşık 5 yıl önce başlayan iş birliği devam ediyor. Bu iş birliği kapsamında Rezan Has Müzesi’nin 3 yıl önce düzenlediği, yaklaşık 500 yıllık bir geleneğin izini süren “Cevher ve Zanaat: Kapalıçarşı Ustalarının İzinde” sergisi de bu platforma taşınarak, tüm dünyadan sanat ve kültür severlerin ziyaretine açıldı.

Sanal tur bağlantı linki :

https://artsandculture.google.com/story/gem-and-craft-artisans-and-theirwork/oQJSjZ8ewcUxLA


Biraz da online tiyatro sanki ...



1)Kelebekler Özgürdür 

Dünyayı hiç görmeyen birinin gözlerinden görün.

Doğuştan görme engelli olan Don Baker, 35 yaşında ilk kez kendi başına yaşamaya başlamıştır. New York taki küçük dairesinin karşısına Jill adında bir oyuncu taşınmıştır. Don ve Jill kısa bir süre sonra yakınlaşırlar. Jill dünyada hiç kimsenin görmek istemeyenler kadar kör olmadığını Don dan öğrenir. Ve şimdiye kadar hiç görmediği bir dünyayı görür. Fakat bir süre sonra Don ın annesi gelir ve onu kendi evine götürmek konusunda ısrar eder. Don bu ısrara karşı koyunca Bayan Baker, Jill den kendisine yardımcı olmasını ister. Jill Don ın eve dönmesi için elinden geleni yapar. Fakat Bayan Baker oğlunu artık kendi ayaklarının üzerinde durması gerektiğini anlar. Don 35 yıl sonra, karanlık bir dünyada bile olsa yaşamaya başlamıştır.

bağlantı linki : 

https://www.istanbul.net.tr/etkinlik/online-gosterim/kelebekler-ozgurdur/40909/51


2)Ağır Roman 

Eskişehir Şehir Tiyatroları ve Zorlu Performans Sanatları Merkezi işbirliği ile gerçekleştirilen organizasyon, İstanbul seyircisine farklı ve ezber bozan bir tiyatro keyfi yaşatacak. Metin Kaçan'ın ünlü romanından uyarlanan "Ağır Roman", ödüllü genç yönetmen Barış Erdenk'in rejisi ile sahneleniyor. Bu oyun, Kolera Mahallesi'nde yaşayan sıra dışı insanların sıra dışı hayatlarına sızıyor. Karanlık olana aydınlıktan bakılamayacağını, Kolera Mahallesi'nin nezih semtlerden görülemeyeceğini anlatıyor. Bu oyun seyirciyi, suçun, şiddetin ve ötekileştirilmenin kasvetli dumanı altında nefes almaya çalışan insanların yaşamına tanıklık etmeye çağırıyor.

bağlantı linki : 

https://www.youtube.com/watch?v=G_zWIA2xxcY&feature=youtu.be


3)Marx' ın Dönüşü 

"Marx’ın Dönüşünü’nü okuyanlar olayların ve olguların tarihsel açıdan ne kadar gerçek olduğunu merak edebilir. Marx’ın yaşamıyla ilgili olanların yanı sıra göndermede bulunulan tarihsel olaylar gerçektir: Jenny ile yaptığı evlilik, Londra’ya sürülmesi, üç çocuğunun ölmesi, zamanın politik çatışmaları, İrlanda’nın İngiltere’ye karşı direnişi, Avrupa’daki 1848 devrimleri, Komünist Hareket, Paris Komünü. Haklarında konuştuğu ana karakterler de gerçektir: Aile üyeleri, dostu Engels, rakibi Bakunin. Diyalogları ben yazdım ama karakterlerin kişiliklerine ve düşüncelerine sadık kalmaya çalıştım. Ancak Marx’ın Jenny ve Eleanor’la girdiği ideolojik çatışmalarda hayal gücümü kullandım tabii. III. Napolyon’un tasviri gibi birkaç sahnede de Marx’ın kendi sözcüklerini kullandım." diyor Howard Zinn'ın oyun metnine yazdığı önsözde.

bağlantı linki :  

https://www.youtube.com/watch?v=YKRBvoZC7p4&t=2s


👇

Biraz da online konserler ...





1) Sertap Erener Konseri 

Tarihler: 08 Aralık 2020 Salı ~ 08 Aralık 2020 Salı 20:00


Etkinlik Kuralları

Satın alınacak biletler sadece etkinliğin online yayınını izleme hakkı sağlayacaktır, Zorlu PSM’ye giriş hakkı vermemektedir.
Online yayın aktif olduğunda her iki alana da satın alınan bilet üzerinde yer alan online izleme kodunun yazılması gerekmektedir.
İletilen şifre kişiye özeldir ve sadece bir cihazdan giriş yapılabilmektedir.
Yayını, bilgisayar, tablet, Smart TV ya da telefonunuzdan izleyebilirsiniz.
Etkinlik sırasında, elektrik, internet kesintisi meydana gelmesi veya kişisel sebeplerle etkinliğe zamanında katılınamaması ve bu sebeplerle konserin bir kısmının veya tamamının izlenememesi kullanıcının sorumluluğundadır.

bağlantı linki :  

https://online.zorlupsm.com/


2)Çok çeşitli orkestraların performansları & senfoni konserleri 

bağlantı linki :  

https://www.istanbul.net.tr/etkinlik/online-gosterim/online-konserler/157921/51


3)İşsanat Konser Kayıtları 

bağlantı linki :

https://www.youtube.com/watch?v=EmmYwhv1FIU


4)Cenk Erdoğan&Ceylan Ertem

...

Etkinlik Kuralları

Satın alınacak biletler sadece etkinliğin online yayınını izleme hakkı sağlayacaktır, Zorlu PSM’ye giriş hakkı vermemektedir.
Online yayın aktif olduğunda her iki alana da satın alınan bilet üzerinde yer alan online izleme kodunun yazılması gerekmektedir.
İletilen şifre kişiye özeldir ve sadece bir cihazdan giriş yapılabilmektedir.
Yayını, bilgisayar, tablet, Smart TV ya da telefonunuzdan izleyebilirsiniz.
Etkinlik sırasında, elektrik, internet kesintisi meydana gelmesi veya kişisel sebeplerle etkinliğe zamanında katılınamaması ve bu sebeplerle konserin bir kısmının veya tamamının izlenememesi kullanıcının sorumluluğundadır.

bağlantı linki :

https://online.zorlupsm.com/


👇

Son olarak stand up ..

1)İbrahim Selim ile ''Bu gece ''


Etkinlik Kuralları

Satın alınacak biletler sadece etkinliğin online yayınını izleme hakkı sağlayacaktır, Zorlu PSM’ye giriş hakkı vermemektedir.
Online yayın aktif olduğunda her iki alana da satın alınan bilet üzerinde yer alan online izleme kodunun yazılması gerekmektedir.
İletilen şifre kişiye özeldir ve sadece bir cihazdan giriş yapılabilmektedir.
Yayını, bilgisayar, tablet, Smart TV ya da telefonunuzdan izleyebilirsiniz.
Etkinlik sırasında, elektrik, internet kesintisi meydana gelmesi veya kişisel sebeplerle etkinliğe zamanında katılınamaması ve bu sebeplerle konserin bir kısmının veya tamamının izlenememesi kullanıcının sorumluluğundadır.

bağlantı linki :

https://online.zorlupsm.com/


Son olarak benden size motivasyon müzikleri linki :)

https://open.spotify.com/playlist/37i9dQZF1DX50uBtloazYo?si=Uq-pz2AYTZKsSiGo8VG9ng











20 Kasım 2019 Çarşamba

Büyümek Dedikleri


Çocukluk ve yetişkinlik dönemini birbirinden ayıran en keskin duygu nedir diye soracak olsak kesinlikle güven derim.Sanırım o yıllara ait özlem duyduğum en yoğun duygu da güven duygusu.Bir şeyin önünü arkasını düşünmeden, olasılık hesapları yapmadan, sadece ve öylesine o anı yaşayabilen bir çocuk olmayı ne kadar da isterdim.Mutlu anlarımızdan bir tanesine geri dönebilmeyi ve içimi tamamen kaplayan huzurdan bir parça yüreğime çekebilmeyi de..Araba yolculuklarımızda babamın sol dizimi tutmasının bende yarattığı güven duygusunu tarif edemem mesela..Ya da ne bileyim işte..

Birçok şeyi sorguluyor insan yaş aldıkça.Geleceği merak ediyor.Ne yalan söyleyeyim , kaygılanıyor.Hayatın evrelerinin birbiri adına, olması gerektiği şekilde sıralandığı bir dönemden çıkıp ipleri kendi eline aldığında biraz da bocalıyor.
Sonra mesela bir şekilde hayatları birbirine değen insanları , yaşanmışlıkları,arkadaşlıkları,vefayı,dostluğu,sevgiyi düşünüyor.

Her günün koşturmacasından dem vurup zamana meydan okuyacak kadar kafa tutarken hayata , zamana yenik düştüğünü düşünüyor.
Hayatın bir döngüden ibaret olduğunu
Mevsimlerin birbiri ardına hızla dönüştüğünü
Sevincin,acının,neşenin , kederin birer misafir olduğunu
Gençliğinin hakkını verebilmiş olmayı dilediğini , hayat akışını ..

Bir bilinmezlik evresi yetişkinlik.Tanımsız zaman dilimi.Her birimiz hayatta üstlendiğimiz misyon ile bir şekilde akışa teslim oluyoruz.Yaş alıyoruz.Olgunlaşıyoruz.Bunlar ne değişik duygular..?Kestiremiyorum.Bu bilinmezlik evresine teslim oluyorum.Güven duygum azalıyor.Herkese, herşeye , her perspektife.Engel olamıyorum.

9 Temmuz 2018 Pazartesi


 O sabah uyandığımda hissettiklerimin , bütün hayatıma yön verecek bir yaşamın hemen kıyısında, çocukça bir heyecan olduğunu sanmıştım.
Yanılmışım.
 Daha ilk karşılaşmamızda, birşeyler beni bu sırlı, gizemli kadının, derin mavi gözlerindeki yaşanmışlığı düşünmeye zorladı.
 Daha sonraları, zamansızlık kavramı ile tanıştım.Geçmiş ve şimdiki zaman arasında gidip geldiğim , zaman ve mekanlarda, heyecan, tutku, aşk, ve ayrılık kavramlarının içine girerek, iliklerime kadar hissettim..Aradan geçen onca zamana rağmen ilk günkü gibi taptaze duygular, bazen ben piyanonun başındayken, bazense, o yatağında ve ben ona sevdiği romanı okurken hiç beklenmedik bir anda çıkıverir , kendimi bu zamansızlığın içinde bulurdum.
 
O sabah Ali, Rüya, Cem, Pınar ve Ömer Büyükada’ya gidecektik.Hissettiklerimin heyecandan öte tuhaf yanını henüz kestiremiyordum.Kabataş iskelesine koşarcasına vardığımızda vapurun kalkmasına beş dakika vardı.Şanslıydık , üst katta dışarıda kendimize yer bulabildik.Biraz sonra martılar uçuşmaya başladı ve deniz kokusu tatlı bir rehavete sebep oldu herkeste.
Adaya varır varmaz kiraladığımız bisikletlerle, çevreyi biraz dolaştıktan sonra kahvaltı yapacağımız, yeşillikler içindeki salaş mekana gittik.Keyifle yapılan hoş bir hafta sonu kahvaltısından sonra , tekrar bisikletlerimize atladık.Niyetimiz bu kez büyükadanın, klasik gezi programının dışına çıkmaktı.
 Etrafımızdaki her bir detayı farklı bir gözle süzüyorduk.Kapı, pencere detayları ,tüm bu evlerin tanık olduğu yaşanmışlıklar .. Nesilden nesile aktarılan ve artık çoğunlukla şehre göçmüş ailelerin yazları uğrak noktası olan ada evleri , bazen de şehir hayatından bunalan ve artık sakin bir yaşam sürmeye karar veren insanları aynı sevecenliği ile kucaklıyordu..
 Öğleye doğru kendini hissettiren sıcak hava , henüz mayıs ayının başlarında olmamıza rağmen bizi bunaltmış olacak ki , Ömer ve Cem in denizin soğukluğuna aldırış etmeden iskeleden atladıklarını hatırlıyorum..
 Öğleden sonra yeniden bisikletlerimize atladık.Bir müddet keyifle gittiğimiz yolda dikkatimizi çeken bahçe içinde bir ev , grupta arkalarda kalan Ömer ve beni yavaşlattı.Diğerlerinden ayrışan, farklı bir havası vardı.Eski, sade ve fakat karakterli duruşuyla yıllara meydan okuyordu sanki.Yasemin kokuları içerisinde , sırlı ve gizemli , yaşamakta olan bu ev...
 Nedendir bilinmez , çocukça bir heyecan duyarak da belki , bahçeye girerek avluda birkaç adım attık ki , tüm zerafeti ile karşımızda duran o’ nunla karşılaştık...

Devamı ..

1 Nisan 2017 Cumartesi

Zamansız Bir Yaz Akşamı

Bu akşam, günün karmaşasının tümüyle üzerime geldiği bir anda radyoda çalmaya başlayan şarkı ile çok başka yerlere gittim.
  
  'Bir yaz akşamında hafif esen rüzgar, denizin kokusunu hissediyoruz ikimizde.Kumsala vuran dalga sesleri, sen ve ben susuyoruz.Galiba olmak istediğim yerdeyim..Gökyüzünde milyonlarca yıldız, derken bir tanesi kayıyor.Derin düşünceler içinde kayboluyorum bir an..Benimlesin.Kollarınla sarsan beni, bir yere gitmem..'

''Anı dondurmak mümkün mü ? Benimle kal..Gökyüzü bizim, yıldızlar, ay ışığı, bu deniz, bu kumsal bizim..
'Uzun zamandır hissetmediğim karmaşık duygular.Düşüncelerim fazlalaşıyor..'
''Kalbimin en özel yeri sana ait., artık bırakmam.Benimsin !''

  Neler neler geçiyor dakikalar içinde zihnimden..Sadece bir an.. Gözlerim kapalı ve ben olmak istediğim yerdeyim.Şarkının hissettirdiği karışık duygular, dakikalar sonra bitmesini hiç istemediğim bir şeylere dönüştü..Zihnimde dönüp duran plak ve ben o yaz akşamındayım.Ritim hızlanıyor ve işte sona yaklaştık, içimde kopan fırtınalara karşın o an ve mekanın içinde olmak istiyorum.Ne tuhaf, içimdeki boşluktan sızıp gelen düşüncelerin bir anda beni tamamen içine alışı, teslim oluşum..
  Şarkının etkisinde uzunca bir süre kaldım.Sonra ilk iş zihnimdekileri toparlayıp yazmak oldu.Umarım başarılı olabilmişimdir.Nerede ve kiminle olduğumu bilmediğim bir anda ve zamanda kaybolmak istediğimi anladığım bir akşam.Belki bir gün gerçek olur..

Epitaph King Crimson, dinlemenizi isterim..Belki siz de andan ve mekandan bağımsız kısacık bir yolculuğa çıkarsınız..




29 Ocak 2017 Pazar

Çilek

  Bir hikayem var.Nasıl anlatsam, nereden başlasam bilemediğim.
  Engel olamadığım düşüncelerim.Yarım kalmış bir şeyler..
Gitmenle birlikte içimi saran o yeniden kaybetme korkusu bazen hiç olmadık zamanlarda kendini hissettiriyor, ne yapacağımı şaşırıyorum.Nasıl oldu, neden böyle oldu gibi şeyleri hiç düşünmedim inan..Zaten bunları biliyoruz.Ben daha çok içsel bir yolculuğa çıktım bu gidişle.Hayatı sorguladım.Hayatta bazen yollar kesişiyor.Bazı şeyler yaşanıyor ve yollar ayrılıyor..Olması gereken de bu..Ama İşte bak içimde eksik kalmış bir şeyler öyle bir zamanda yakalıyor ki bazen, yanağımdan iki damla yaş süzülerek bu satırları yazıyorum..Bu sessiz kabulleniş mecburiyetten..
  Biraz sonra mantık devreye giriyor, aradan geçen onca zaman, birbirinden ayrılan anılar..Ve hayatlar, sensiz, bensiz onsuz devam eden hayatlar.Bir düzenin içinde yaşayıp gidiyoruz , kim mani olabilir ?
  Bazen de şimdiki hayatını düşünürken yakalıyorum kendimi ve hemen başka bir şey düşünmeye çalışıyorum çünkü zihnimde hep eski hallerin kalsın istiyorum.
Seni özledim.
Onca şeye rağmen, aradan geçen onca yıla rağmen yine eskisi gibi olur muyduk ?
  Yine bana sarılsan sımsıkı, yine beni dinlesen..Kızsan bana, sana hak versem.Sonra sen bir sigara yaksan, (dumanını hafif yukarı üflerdin) ve ben seni dinlesem.Zamanın nasıl geçtiğini anlamasak..
Okuduğumuz kitapları tavsiye etsek birbirimize, Memleket meselelerinden konuşsak.Bunları yapamadık hiç seninle.Hoş daha bir sürü şey yapamadık.Ama dedim ya gitmeni anlayabiliyorum.
Neyse işte bu da böyle gelip geçti, iyiyim şimdi..
Biliyorum, yollar kesişir yollar ayrılır.
Yollar ayrılır.

14 Aralık 2016 Çarşamba

Oyun


Bu hayat, yaşadığımız her şey bir oyundan ibaret..
Birbirimizin hayatlarında kısa ya da uzun birer rol.
Yalnızca bu..

  Alabildiğine geniş bir sahne üzerinde, tek ve kuyruklu bir piyano.Karanlık ve melodinin iç içe geçen büyüleyici etkileşimi.Ve işte oradalar.Hayatıma giren, bir şekilde bu oyunda bir parça rol üstlenmiş herkes orada.Ansızın gitmek zorunda kalanlar, özlediklerim..
Size hiç kırgın değilim.
Yaşadığım iyi ya da kötü her şey, benim bir parça daha kendim olmamı sağladı yalnızca..
Bazılarınızın gözlerindeki ışığı görebiliyorum.Koşup sarılmak geliyor içimden..
İyi ki geçtiniz hayatımdan.
Sahne ışıkları tek tek aydınlatırken yüzleri, piyanoda ben,
Daha yapmak istediklerim var.

  Yaşanılan her şey, acı ya da tatlı, geleceğe dair birer anahtar sadece.Yapılması gereken, bir yerden başlamak..
Ne zaman düşsem, kaldığım yerden devam ediyorum.Karanlığın içine sızan o küçücük ışık demeti, her seferinde yeni bir başlangıcın müjdecisi..
İşte bu benim.

Sahne üzerinde, kuyruklu bir piyano.Baş rolde ben.
Işıklar açılıyor, herkes ayakta.Gülümseyen yüzlerinizle hepiniz oradasınız.
Hayatımdan geçtiğiniz için teşekkür ederim.

18 Haziran 2016 Cumartesi

Zamanın İçinde Bir Yerlerde


   Zamanın içinde bir yerlerde, birbirine değen hayatlar..Her hikaye kendine özgü.Fakat her biri derin ve anlamlı..
   Bir yazı masası, alabildiğine geniş ve aydınlık bir odanın boylu boyunca uzanan pencereleri önünde duruyor.Yerde buruşturulup atılmış kağıtlar..Yazdığımı bilsen ne söylerdin?Cesaretlendirir, tavsiyeler verirdin tabi.Seni özledim.Hayatın omuzlarıma yüklediği tüm sıkıntıları seninle paylaşmayı, seni dinlemeyi özledim.Sımsıkı sarılışını ve arkamda dağ gibi durduğunu bildiğim zamanları..
  Gitmeni anlayabiliyorum.Bu da beni olgun bir insan yapıyor.Zaman içerisinde farklılaşan ve başka yönlere ayrılan hayatlar.Birbirinden ayrılan anılar.Artık bir araya gelmeyi imkansız kılan gerçeklikler varken birden bire aklıma geliyorsun.Tesadüfen aynı şehirde olabileceğimizi düşünüyorum bazen.Karşılaşabilme ihtimalimizi.Belki yan yana geçerken birbirimize göz kırparız.Böylelikle ne çok şey anlatırdık birbirimize..
  Bazen de onca şeye rağmen geri geldiğini düşünmek istiyorum..Yokluğunda neler neler oldu diyebilmeyi..Bir bir anlatırdım sana, sende dinlerdin.Sonra ben dinlerdim ve sana hak verirdim..
  Bir yazı masası,biraz kağıt.Birden fazla zamanda ve mekanda dolaşıyor zihnim.Ne çok anı var hatırladığım bu gece..Yazıyorum,yazıyorum.
  Bu geceyi çok bekledim ben.Tüm bunları yazabilmeyi..
  Aydınlık odanın ortasında bir yazı masası,ve ben olmak istediğim yerdeyim.
Bir gün bir yerlerde karşılaşırsak seninle,hafifçe gülümseyip, gözlerimi kırpacağım.
https://www.youtube.com/watch?v=L00nomEI4Bc