21 Temmuz 2015 Salı

Dur zaman !

  Karakterimi seçme şansım olsaydı eğer; hayatta hiç bir şeyi önemsemeyi isterdim.Çabuk adapte olmayı,kolay unutmayı becerebilenlerden olmayı.Hiç bir işi de fazla ciddiye almamayı çok mu çok isterdim.Ama işte beceremiyorum!Çabuk alışıyorum, bağlanıyorum.Sonra giderken boğazıma bir yumru oturuyor.Engel olmak istiyorum yanaklarımdan süzülen yaşlara ama işte onu da beceremiyorum.Kısacası beceremiyorum.Sonra birden iç sesim harekete geçiyor ;'Topla kendini sen güçlüsün'.
   Gitmek mi zor yoksa kalmak mı?Son senelerde bu soruyu çokça sorar oldum kendime.Aslına bakarsanız gitmek lazım.Ama hiç durmadan hep gitmekten söz ediyorum.Hiç bağlanmadan,hiç sevmeden,alışmadan gitmeyi becerebilmeli.
   Mesela hiç düşünmemeli benim gibi, hayatının bir döneminde yollarının kesiştiği insanlarla kim bilir bir daha nerede ne zaman bir araya geleceğini.Sırf bu sebepten gözleri dolmamalı.Özlememeli..
Olasılık hesapları yapmamalı.Bunlar birer zaaf, belki de zayıf bir karakterin göstergesi olabilir.İnkar edemem.Ama ne yapayım?Elimde değil dostlar.
  Dört günlük tatilde, tam dokuz senedir gitmediğim Saros'a gitme fırsatım oldu.Yazlık evde kaldığımız odanın, evin her köşesindeki anılarım canlandı.Sonra sahil,eve yürüdüğümüz o yol, anılar zihnimde gidip geldi.Sevdiğim insanları gördüm, bıraktığım yerdeydiler.Yoksa gerçekten de öyle değil miydi?Hayatlar değişmiş,farklılaşmış.Zaman hepimizi değiştirmiş.İşte insan en çok da bu sebepten duygulanıyor.Bir daha aynı zamanda aynı yerde aynı şekilde olmak yok!Bitti.Güzeldi ve gelip geçti.Sonra boğazımda güçlü bir yumru daha..
Ve işte dönüş..Bana bu duyguları yaşattığın için teşekkürler Saros.